Cıngıllıoğlu Ailesi’ne büyük kumpas iddiası

Mahkeme, Demirbank’a el koyma kararının haksız olduğuna hükmederek Türk devletini 744 milyon 350 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etmişti.

Demirbank’ın eski sahibi Cıngıllıoğlu Ailesi, 15 yıl süren büyük bir hukuk mücadelesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) gelen kararla sevindi. AİHM ailenin 2006’da açtığı tazminat davası 2015 yılında sonuçlandı. Mahkeme, Demirbank’a el koyma kararının haksız olduğuna hükmederek Türk devletini 744 milyon 350 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti.

Türk hükümeti karara itiraz etti ve konunun bir kurul olan ‘Büyük Daire’ tarafından incelenmesini talep etti. Ancak Türkiye’nin bu talebi reddedildi. Dolayısıyla Türk hükümetinin verilen kararı uygulamak dışında bir şansı kalmadı.

Bu kararın ardından gözler Cıngıllıoğlu Ailesi’ne çevrildi. Cıngıllıoğlu Ailesi’nin talebi son derece açıktı; bankalarının iade edilmesini veya hak ettikleri tazminatın ödenmesini talep ediyorlardı.

Demirbank’ın iade edilmesi mümkün değildi. Zira Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Demirbank’ı 2001 yılında 350  milyon dolara HSBC’ye satmıştı. Dolayısıyla artık ortada bir banka yoktu…

Dolayısıyla Türkiye’nin aileye tazminat ödemek dışında yapabileceği bir şey yok…

Kumpas mı kuruluyor?

Cıngıllıoğlu Ailesi Demirbank’a haksız bir şekilde el konulduğu iddiasıyla Türkiye’deki yargı süreçlerini sonuna kadar zorlarken, aynı zamanda yasal sorumluluklarını yerine getirmek için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile masaya oturmuştu. 5 Eylül 2003 tarihinde TMSF ile Cıngıllıoğlu Ailesi arasında imzalanan protokol ile Bankalar Kanunu kapsamında Demirbank’tan grup şirketlerine kullandırılan kredilerin geri ödenmesi konusunda taraflar el sıkışmıştı. Yapılan protokol ile 100 milyon dolarlık Fon alacağının 2011 yılına kadar ödenmesine karar verilmişti. Ancak Cıngıllıoğlu Ailesi borçlarını 2007 yılında tamamen ödedi ve Fon yönetimi ile helalleşti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden çıkan (AİHM) çıkan tazminat kararı TMSF yönetiminde büyük bir paniğe neden oldu. Fon yönetimi Temmuz 2015’te Demirbank’la ilgili ilk kararın açıklanmasının ardından alal acele bir basın açıklaması yaptı ve ‘Aynı mahkemeden benzer bir kararla gelen Süzer Grubu ile anlaşmış ve para ödememiştik. Demirbank için de tazminat ödememiz söz konusu bile olamaz’ dedi.

Ancak ortada çok önemli bir fark vardı;  Evet, AİHM Kentbank’a haksız bir şekilde el konulduğuna hükmederek, Türkiye’yi 4.5 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum etmişti. Ancak hükümet İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ‘hortumlama iddialarıyla’ ilgili davayı karşı koz olarak kullanınca Süzer Ailesi tazminat talebinden vazgeçmek zorunda kalmıştı.

Buna karşın Cıngıllıoğlu Ailesi hakkında ‘banka kaynaklarını kötüye kullandığına dair’ bir rapor ve bu konuda açılmış bir dava yok. Yani TMSF’nin elinde Sema Cıngıllıoğlu’nu tazminattan vazgeçirebilecek bir koz bulunmuyor!

Bankacılık sektöründe konuşulanlara göre, hükümet istediği şartları kabul etmeyen Cıngıllıoğlu Ailesi’ne karşı yeniden TMSF’yi sahaya sürmeye hazırlanıyor. Kulislerde Ankara’dan gelen talimat üzerine Fon bünyesinde özel bir ekip kurulduğu, bu ekibin Cıngıllıoğlu Ailesi ile Fon arasında imzalanan protokolü yeniden incelemeye başladığı konuşuluyor. İddialara göre yapılan plan gereği Cıngıllıoğlu Ailesi’nin protokol şartlarına uymadığı ileri sürülerek aile köşeye sıkıştırılacak. Böylece tazminat talebinden vazgeçmeleri sağlanacak…

‘Bir devlet kendi vatandaşlarına kumpas kurar mı?’ sorusunu sormak ise günümüz Türkiye’sinde oldukça abes bir soru… Ergenekon ve Balyoz Kumpaslarının yeni aydınlatıldığı ‘Yeni Türkiye’de uzmanlık alanı kumpas olanların yapabileceklerinin bir sınırı olmadığını herkes yaşayarak öğreniyor…

ekonomiekibi.com

Facebook Comments

POST A COMMENT.