Son dönemde sosyal medyada yayılan market ve zincir işletme çalışanlarının ağır çalışma koşulları, kamuoyunda geniş yankı buldu. Yorgunluktan ayakta duramayan, hatta bayılan çalışanların güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri, toplumda hem derin bir üzüntü hem de büyük bir öfke dalgasına neden oldu. Bu durum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı acil harekete geçmeye sevk etti.
Gizli müfettişler iş başında: Çalışma koşulları mercek altında
Bakanlık, bu endişe verici tablo karşısında sessiz kalmadı. Elde edilen bilgilere göre, zincir marketlerdeki çalışma koşullarını bizzat yerinde incelemesi için gizli müfettişler görevlendirildi. Bu müfettişler, çalışanların günlük ve haftalık mesai saatlerini, dinlenme sürelerini ve bu hakların ne kadar etkin kullanıldığını detaylı bir şekilde raporlamaya başladı. Özellikle molaların ve dinlenme saatlerinin fiilen kullanılıp kullanılmadığı, fazla mesai ödemelerinin eksiksiz yapılıp yapılmadığı gibi kritik konular, incelemelerin ana eksenini oluşturuyor.
Gözlemciler, iş yükünün anormal derecede arttığı, görev tanımlarının belirsizleştiği ve çalışanların hem kasada hem reyonda hem de depoda aynı anda birden fazla işi yapmak zorunda bırakıldığını belirtiyor. Örneğin, kasada görev yapacağını düşünen bir işçi, bir anda kendini kamyondan ürün indirirken ya da ağır kolileri depoya taşırken bulabiliyor. Bu durum, yalnızca fiziksel yorgunluğa değil, aynı zamanda iş tanımlarındaki kafa karışıklığına ve motivasyon kaybına da yol açıyor.
Sandalye zorunluluğu yok, ama insani bir hak olarak kesinlikle olmalı
Tartışmanın bir diğer önemli boyutu ise kasa önlerindeki sandalyelerin eksikliği. Özellikle bazı büyük zincir marketlerde, çalışanların saatlerce ayakta kalmaya zorlandığı gözlemleniyor. Sektör uzmanları, yasal olarak kasalarda sandalye bulundurma zorunluluğu olmasa da, bir insanın saatlerce ayakta kalmasının bedensel sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu vurguluyor. Bu durum, sosyal medyada sıkça karşılaşılan bayılma veya yığılma gibi acı görüntülere zemin hazırlıyor. “Bir işçiye ayakta durma zorunluluğu getirerek daha verimli çalışmasını beklemek, hem insanlık dışı bir yaklaşımdır hem de uzun vadede iş gücü verimliliğini düşürür” diyen uzmanlar, sandalyelerin en temel bir insan hakkı olarak görülmesi gerektiğini savunuyor. Bakanlığın bu konuda yasal bir düzenleme yapmaya hazırlandığı iddiaları, milyonlarca çalışanı umutlandırıyor.
Sendikasızlık, istismarın en büyük nedeni
Bu sorunların temelinde ise işçilerin sendikasız olması yatıyor. Birçok market ve perakende çalışanı, örgütlenemediği için işveren karşısında bireysel olarak son derece güçsüz kalıyor. Sendikaların olmadığı bir ortamda, işverenler, işçi haklarını hiçe sayan çalışma saatleri belirleyebiliyor, mesai ücretlerini eksik ödeyebiliyor ve ağır çalışma koşullarını dayatabiliyor. İşçiler ise işlerini kaybetme korkusuyla bu duruma ses çıkaramıyor.

Sendikalaşma: İşçi sağlığı ve haklarının güvencesi
Sosyal medyada yayılan görüntülere birçok sendika da sert tepki gösterdi. Bu sendikalar, market çalışanlarını grev haklarını kullanmaya ve haklarını talep etmeye davet etti. Bu çağrılar, market çalışanları arasında sendikalaşma hareketinin hızla yayılmasına neden oldu. Sendikalar, işçilerin bir araya gelerek kolektif bir güç oluşturmasını, böylece işverenler karşısında bireysel talepler yerine toplu sözleşme masalarında haklarını savunmasını sağlıyor.
Sendikalaşma, sadece daha iyi ücret ve mesai saatleri anlamına gelmiyor. Aynı zamanda iş güvenliği, ergonomik çalışma ortamları (kasa sandalyeleri gibi), görev tanımlarının netleştirilmesi ve işçilerin maruz kaldığı mobbingin önüne geçilmesi gibi konularda da en önemli güvenceyi sunuyor. Bir işçinin sağlığının, bir işletmenin karından daha önemli olduğunu savunan sendikalar, bu skandalın ardından işçi hakları mücadelesinin en ön saflarında yer alıyor. Kamuoyu da bu haklı mücadeleyi destekleyerek, zincir marketlerin artık sadece kâr odaklı değil, aynı zamanda insana değer veren çalışma koşulları sunmasını bekliyor.
Bu sorunların temelinde sendikasızlık var. Sendikalı olmayan işçiler, işveren karşısında zayıf kalıyor. İşverenler bu yüzden ağır çalışma koşulları uygulayabiliyor. İşçiler ise işlerini kaybetmekten korktukları için itiraz edemiyor.
Market çalışanlarının yaşadığı sorunlara sendikalar da tepki gösterdi. Market çalışanlarını greve davet ettiler. Sendikalaşma, market çalışanları arasında yaygınlaşıyor. Sendikalar, işçilerin haklarını korumak için en iyi çözüm. Sendika sayesinde işçiler, işverenlerle masaya oturabiliyor.
Sendikalaşma, sadece daha iyi maaş demek değil. Aynı zamanda iş güvenliği ve insani çalışma koşulları sağlıyor. Kasa sandalyeleri gibi basit talepler bile ancak sendikal mücadeleyle mümkün olabilir. Kamuoyu bu mücadeleyi destekliyor. Zincir marketlerin artık sadece kâr odaklı olmaması bekleniyor. Çalışanlarına değer veren bir sistem kurulması için sendikal örgütlenmenin önemi oldukça büyük.
—-
İlginizi çekebilir:
Dev Hipermarket zinciri hileli zeytinyağı satışı yapıyormuş
EKOVİZYON DERGİ – ekovizyon.com.tr










