Home / Ekonomi / Türkiye’de konkordato başvuruları hız kesmiyor

Türkiye’de konkordato başvuruları hız kesmiyor

Türkiye'de konkordato başvuruları hız kesmiyor

Türkiye ekonomisi, finansman darboğazının derinleşmesiyle birlikte zorlu bir süreçten geçiyor. İşletme sermayelerinin erimesi ve nakit akışlarının bozulması, şirketleri konkordato başvurularına itiyor. Yılın ilk beş ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre %97’lik devasa bir artışla 967’ye ulaştı. Bu eğilim, 2023’teki tüm zamanların rekorunu kırarak, 2024 sonunda yeni bir rekorun habercisi olabilir.

Konkordatotakip.com’un Basın İlan Kurumu verilerinden derlediği bilgilere göre, Mayıs ayında 185 konkordato geçici mühlet kararı verilirken, yılın Ocak-Mayıs döneminde bu sayı 967’ye çıktı. Geçici mühlet kararlarındaki bu keskin artışın yanı sıra, kesin mühlet kararları da dikkat çekici bir yükseliş gösterdi. Ocak-Mayıs döneminde kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı, bir önceki yıla göre %242 artarak 690’a ulaştı. Aynı dönemde konkordatonun reddi kararlarında da %98’lik bir artışla 462 dosya kaydedildi. En endişe verici göstergelerden biri ise, iflas kararlarının yılın ilk beş ayında %75 artarak 77’ye yükselmesidir.

Sektörel dağılımda tekstil zirvede

Konkordato başvurularında sektör bazında incelendiğinde, tekstil sektörü açık ara en riskli konumda bulunuyor. Yılın ilk beş ayında tekstil sektöründe 71 firmaya geçici mühlet kararı verildi. Tekstili, 42 konkordato geçici mühlet kararı ile inşaat sektörü takip ederken, üçüncü sırada 35 dosya ile metal ürün imalatı yer aldı. Mobilya (29 dosya) ve plastik sanayi (26 dosya) ise en riskli sektörler sıralamasında dördüncü ve beşinci oldu.

Mevcut konkordato sistemi tartışılıyor

Konkordatolardaki bu tırmanış, piyasada ciddi endişelere yol açıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, Ekonomim’den Merve Yiğitcan’a yaptığı değerlendirmede, mevcut konkordato sisteminin “çok sağlıksız” olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Öksüz, sistemin “bir firmayı kurtarırken, zincir etkisiyle diğerini batırdığı” eleştirisini getirerek, konkordatonun amacına ulaşamadığını belirtti.

Öksüz’ün önerisi, konkordato uygulamasının sadece kamu ve banka alacaklarını kapsaması, piyasa alacaklarının ise kapsam dışı tutulması yönünde. Ayrıca, bazı firmaların konkordatoyu kötüye kullandığına dikkat çekerek, borçlu firmaların konkordato alıp faaliyetlerine devam ederken, peşin alımlarla başka firmalardan mal tedarik etmesinin, borçlu olduğu firmaları mağdur ettiğini dile getirdi. Son olarak, şahsi malvarlıklarını korumak amacıyla konkordato alan patronlar için, konkordato kararı verilirken şahsi malvarlıklarına da tedbir konulması gerektiğini ifade etti.

Türkiye’nin ekonomik göstergeleri ve konkordato verileri, işletmelerin karşı karşıya olduğu finansal baskının boyutunu gözler önüne seriyor. Bu durum, piyasada belirsizliği artırırken, konkordato sisteminin etkinliği ve adaletli işleyişi konusunda acil bir reform ihtiyacını da beraberinde getiriyor.

EKOVİZYON DERGİ – ekovizyon.com.tr

Etiketlendi:

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize Ulaşın!