2008 küresel ekonomik krizden sonra sıcak para hareketlerinde sıkıntı yaşayan Türkiye Arap sermayesini çekebilmek için devlet bankalarının yapısını değiştirerek yeni kaynak arayışına girdi.
2001 krizi ile ciddi anlamda sıkıntı yaşayan gelişmekte olan ülkeler ekonomisinin yeni gözdesi Arap sermayesi oldu. Bu sermaye hareketliliğinden en fazla etkilenen ülkelerden biriside hiç kuşkusuz ki Türkiye. Türkiye Bankalar Birliği ve BDDK verilerine göre halen faaliyette bulunan banka sayısı 52. Bunlardan 3 tanesi devlete ait bankalar. Özellikle 2001 finans krizinden sonra oluşturulan kısa vadeli ekonomik programlar ve Arap sermayesini uygun koşullarda ülkeye çekmenin yollarını arayan Türkiye ta ki Arap baharı patlayana kadar bunu başarılı bir şekilde yaptı. Özellikle finans sektöründe yaşanılan ve gerçekleştirilen oluşumlarla bu sermaye ülkeye girdi ve ekonomi de hayali bir büyüme yarattı. Ancak; Arap baharı ile birlikte küresel anlamda mobilite olan Arap sermayesinde Türkiye gibi ülkelere girişinde sıkıntı çıkınca yeni arayışlara yönlenildi.
Vakıf Katılım Bankacılığı izin alır almaz Katarlı Barwa Bank hemen bu bankanın bilançolarını ve mevduatlarını incelemeye aldığını açıkladı.
BANKACILIK YEM OLARAK KULLANILDI
Yaşanılan bu sıkıntılardan kurtuluş çaresi de çok geçmeden bulundu. Özellikle Türkiye gibi ekonomisinin sıcak paraya muhtaç hale geldiği ekonomilerde zengin Arap parasını çekebilmek için önce inşaat sektörü kullanıldı. Daha sonra da bankalar peşkeş çekildi. Bankaların satışından çok en fazla dikkati çeken nokta devlet bankalarının katılım bankacılığı (Faizssiz Bankacılık) adı altında Araplara satışı ortaya çıktı. En son Vakıf Katılım bankasının kurulu ile Vakıflar Bankasının hisselerine göz dikilerek bu hisselerin Araplara satışı gündeme geldi.
Tayyip Erdoğan’ın Türkiye de katılım bankacılığın kurulmasının alt zeminin hazırlanmasından önce Türkiye’ye Barwa Bank Genel Müdürü Khalid Al Ahbabi’ yi davet ettiği ve katılım bankacılığı ile ilgili görüştüğü ortaya çıktı. Ahbabi’nin daha önce de Ziraat Katılım için yine Erdoğan tarafından Türkiye’ye davet edildiği de kamuoyunda ve bankacılık çevrelerinde tartışma yaratmıştı.
ARAPLAR YAKIN TAKİPTE
Vakıflar Bankasının BDDK ‘dan izin almasıyla yasal prosedürü tamamlanan Vakıf Katılım Bankacılığı izin alır almaz Katarlı Barwa Bank hemen bu bankanın bilançolarını ve mevduatlarını incelemeye aldığını açıkladı. Katarlı Barwa Bank Türkiye’de henüz kurulma izni alan faaliyetlerine fiilen başlamamış olan bankayı inceleme altına aldığını açıklaması sürpriz olarak karşılanmadı. Aynı Banka Ziraat Katılım Bankası ile ilgili de ilgilendiğini açıklamış hatta mevduat potansiyeli ve bilançolarını da yakından takip ettiğini açıklamıştır. Dün fiilen faaliyete başlayan Vakıf Katılım ile ilgili de sır perdeleri aralanmaya başlandı. Tayyip Erdoğan’ın Türkiye de katılım bankacılığın kurulmasının alt zeminin hazırlanmasından önce Türkiye’ye Barwa Bank Genel Müdürü Khalid Al Ahbabi’ yi davet ettiği ve katılım bankacılığı ile ilgili görüştüğü ortaya çıktı. Ahbabi’nin daha önce de Ziraat Katılım için yine Erdoğan tarafından Türkiye’ye davet edildiği de kamuoyunda ve bankacılık çevrelerinde tartışma yaratmıştı.
Kamu Aydınlatma Platformu’nun şirket ile ilgili bilgi detaylarında ise Hazine Müsteşarlığının Vakıf Katılımın olası bir kriz yada sermaye çıkışı esnasında oluşabilecek tüm zararlarının da Hazine Garantörlüğünde olduğu açıklandı.
SERMAYENİN KAYNAĞI BELLİ OLDU
Katılım Bankacılığı izni alarak faaliyete geçen Vakıf Katılımın yaklaşık 850 milyon liralık sermayesinin de nereden karşılandığı merak konusu. Açıklanan verilere göre sermayenin büyük çoğunluğu vakıf gelirlerinden oluştuğu yönde. İslam Kalkınma Bankası ve Kap’ın verilerine ve açıklamalarına göre sermayenin kaynağı ortaya çıkmış ve bunun kamuoyundan da gizlendiği belli oldu. 2015 yılı haziran ayında Vakıf Katılım Bankasının Cidde’ye giderek sermaye için İslam Kalkınma Bankası ile bir anlaşma yaptığı ortaya çıktı. Bu anlaşma içeri ile tamamı vakıf geliri ile karşılandığı sözü de doğru olmadığı ortaya çıktı. BDDK ve Kap’a yapılan bildirimlere göre sermayenin yaklaşık 300 milyon liralık kısmı dışardan kredi alınarak karşılandı. Söz konusu bu tutar bankanın ödenmiş sermayesinde kullanılacak.
Vakıfbank bünyesinde başlatılan ve 20 yıllık rüya olarak tanımlanan projede kamuoyundan gizlenen başka bir gerçek daha ortaya çıktı. Bankanın KAP’a yaptığı bildirimlere göre Vakıfbank’ın aldığı bu kredi halktan gizlendi ancak KAP’a halka açıklanmayan bir gerçek açıklandı. Yine KAP’ın şirket ile ilgili bilgi detaylarında ortaya çıkan başka bir gerçek ise alınan bu kredinin Vakıflar Genel Müdürlüğüne devri ile ilgili… Kamu Aydınlatma Platformu’nun şirket ile ilgili bilgi detaylarında ise Hazine Müsteşarlığının Vakıf Katılımın olası bir kriz yada sermaye çıkışı esnasında oluşabilecek tüm zararlarının da Hazine Garantörlüğünde olduğu açıklandı.
Seyfi Ersoy Akil
seyfi.ersoy@ekovizyon.com.tr
ekovizyon.com.tr
Yayın Tarihi: 27 Şubat 2016 / TSİ: 23:01
POST A COMMENT.