Diyarbakır çikolatası dünya pazarlarında

Adnan Ateş’in haberi;

“Diyarbakır’da üretimin çok zorlukları var. En büyük zorluk insanların algısı. Ben bu algıyı hiç umursamadım. Doğru bildiğim şeyi yaptım. İstendiği takdirde Diyarbakır’da veya ülkenin doğusunda herhangi bir lokasyon da üretim yapıla bilindiğini gösterdim.”

Yüksel Kaya ve ailesi Ağrı’dan İzmit’e göç  ediyor. Değişik iş  tecrübelerinden sonra 1998’i 99’a bağlayan gece kararını verip göç yolculuğuna kaldığı yerden devam ediyor. Kanada’ya yerleşen Kaya burada inşaat, dekorasyon gibi işlerde çalışıyor. Daha sonra kendi şirketini kuran kaya yurda kesin dönüş yaparak deneyip ve kazancını doğduğu topraklarda yaşayan insanlar ile paylaşmaya karar veriyor.

Diyarbakır’da inşaat ve al-sat işleri ile iş hayatına devam eden Kaya, uzun araştırmalardan sonra ‘Çikolata Fabrikası’ kurmak için girişimde buluyor. Bu fikrini yakın çevresine söyleyince heyecanını kırıcı yorumlarda bulunuyorlar; Bu bir intihardır, zarar edersin gibi… Ama İş insanı Yüksel Kaya kararından vaz geçmiyor. 2015’te işletmesini tüm zorluklara rağmen üretime açıyor.

Peki nedir bu zorluklar? Lojistik, ham maddeye ve pazarlara uzaklık.   Ama en dikkat çekici zorluk Türkiye çikolata pazarının dev markalar tarafından paylaşılmış olması. Kaya bunların hiç birini önemsemiyor. Başlangıçta iç pazara ürün satan Kaya, daha sonra ağırlığını dış pazarlara veriyor. Bölgesel Kürt Yönetimi, Irak ve Mena pazarına yakınlığı aslında bir avantaj ama o markasını kuzey Afrika başta olmak üzere Latin Amerika’ya kadar ulaştırmayı başarıyor. Yüksel Kaya Diyarbakır’da ürettiği çikolata ve çokokremi günlük 13 ton kapasite ile dünya pazarlarına ulaştırmayı başarıyor.

 

Fabrika’da 52 kişiye istihdam sağladığını belirten Kaya, 20 çeşit ürün ile başladıklarını üretim yolculuğuna 2017 itibarı ile 65 çeşide ulaştıklarını belirtiyor. Kaya devamla; “Diyarbakır’da üretimin çok zorlukları var. En büyük zorluk insanların algısı. Ben bu algıyı hiç umursamadım. Doğru bildiğim şeyi yaptım. İstendiği takdirde Diyarbakır’da veya ülkenin doğusunda herhangi bir lokasyon da üretim yapıla bilindiğini gösterdim. Bölge iş insanlarına tavsiyem; korkularını yenmeleri ve varlıklarının bir kısmını bu coğrafyaya aktararak istihdam oluşturmaları ve iktisadi kalkınmaya destek vermeleri.  Devlet’in bazı kalemlerde destekleri var. Ama yatırımcının eli taşın altında ki en büyük eldir. Yerel dinamikler ile bölgesel kalkınma başarısı sağlamak mümkündür. Yerel sermayenin olduğu bölgeler ekonomik anlamda doyuma ulaşırlar. Ekonomik doyum ve yeterlilik beraberinde huzuru getirir. Netice de huzur hepimizin arzuladığı tek şeydir. Ben bunu yapma çabasındayım.” dedi.

Uzun yıllar Kanada’da yaşadığını söyleyen Yüksel Kaya markasının hikayesini anlatırken şunları söylüyor; “Maple  markasının hikayesi şuradan geliyor;  Maple, Kanada bayrağında ki yaprağın yetiştiği ağacın adı. Ben Toronto şehrinin Maple semtinde ikamet ediyordum. Maple adı buradan geliyor”

Marka çeşitliliğini 2017 sonu itibarı ile 100 çeşide çıkarmayı hedeflediklerini belirten Kaya, üretim kapasitelerini artırmak için üretim bantlarını genişlettiklerini ve ithal ettikleri ülke portföylerini de her geçen gün sayı olarak arttırdıklarını sözlerine ekledi.

Ekovizyon Dergi/ekovizyon.com.tr

Facebook Comments

POST A COMMENT.