İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca, deri ve deri ürünleri sektörünün ihracatındaki düşüşe dikkat çekerek, dört ana başlıkta acil devlet desteği talep etti. Karaca, 2024’ün ilk sekiz ayında 1 milyar 35 milyon dolarlık ihracat yapan sektörün, 2025’in aynı döneminde yüzde 4.7’lik bir gerilemeyle 986 milyon dolara düştüğünü belirtti. Bu düşüşü durdurmak ve sektörü yeniden rekor seviyelere taşımak için doğru finansman, üretim, ithalat ve istihdam politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Finansman sorununa “Özel faizli paket” talebi
Deri ve ayakkabı gibi moda merkezli, emek yoğun sektörlerin yüksek faiz oranları nedeniyle zorlandığını belirten Karaca, ihracatçıların rekabet gücünü koruyamadığının altını çizdi. Türkiye’deki faiz oranlarının yüzde 40’ın üzerinde seyretmesinin, Çin ve Hindistan gibi rakiplerin yüzde 2 ila 5.5 arasındaki faiz oranlarıyla kıyaslandığında büyük bir dezavantaj oluşturduğunu ifade etti. Bu durumun, kur-enflasyon makasıyla birleşince ihracatçı için rekabet etmeyi imkânsız hale getirdiğini savundu. Karaca, bu sorunları aşmak adına, emek yoğun sektörlere özel, düşük faizli ve teminat mekanizması kolaylaştırılmış bir finansman paketinin ivedilikle devreye alınmasını talep etti. “Enflasyonla mücadele programlarının en ağır yükünü bugüne kadar emek yoğun sektörler taşıdı,” diyerek sektörün önemine vurgu yaptı.
“Trump’vari çözümlerle” ithalat kontrolü
Karaca’nın ikinci talebi, kontrolden çıkan ithalata ilişkin “yeni bir vizyon” geliştirilmesi oldu. Ayakkabı sektörünün 2017-2022 yılları arasında 1.4 milyar dolardan fazla dış ticaret fazlası verdiğini, ancak son iki yılda 1.1 milyar dolardan fazla açık verdiğini örnek gösterdi. Hammadde ve yarı mamul ithalatında uygulanan vergilerin kaldırılması gerektiğini savunan Karaca, asıl sorunun bitmiş ürün ithalatında olduğunu belirtti. Ülkeyi ithalata bağımlı hale getiren politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Karaca, “İmalat ve ihracatı artıracak, bozulan dış ticaret dengesini tekrar kuracak Trump’vari tedbirlere ihtiyacımız var,” ifadelerini kullandı.
İmalat sanayine yönelik teşvik politikaları şart
Girişimcilerin imalat sektörüne olan ilgisinin azaldığına dikkat çeken Karaca, kurulu kapasitelerin atıl kaldığını gözlemlediklerini söyledi. Bu durumun psikolojisini canlandırmak ve imalatı teşvik etmek için dinamik politika setlerinin devreye alınmasının kritik önem taşıdığını vurguladı. Üretimi güçlendiren ve Türkiye’yi dış ticarette daha rekabetçi hale getirecek adımların atılması gerektiğini belirtti.
Emek yoğun sektörler için insan kaynağı politikası
Son olarak, emek yoğun sektörlerin en büyük sorunlarından biri olan iş gücü sıkıntısına değinen Karaca, orta ve uzun vadeli çözümler üretilmesi gerektiğini ifade etti. İstihdamı koruma programlarının yetersiz kaldığını belirten Karaca, “Yaşlanan nüfus, EYT düzenlemesi ve istihdamın imalattan hizmet sektörüne kayması gibi nedenlerle işçi bulmakta zorlanıyoruz,” dedi. Bu sorunun, hazır giyim ve tekstil gibi benzer sektörlerde de yaşandığını hatırlatan Karaca, üretim sürekliliğini sağlamak için kapsamlı insan kaynakları politikalarının geliştirilmesinin elzem olduğunu vurguladı. “Aksi takdirde üretimimizi sürdürmemiz giderek güçleşecek,” diyerek sözlerini noktaladı.










