Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yapılacak uçuşlarda tavan fiyatın 6 bin lira olarak belirlendiğini bir “müjde” olarak duyurması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Türk Hava Yolları (THY) ve AJet işbirliğiyle başlatılan “ada Kıbrıs projesi” kapsamında açıklanan bu fiyat, sosyal medyada ve sivil toplum kuruluşları arasında tartışmalara yol açtı. Zira, gidiş-dönüş 12 bin lirayı bulan bu tavan fiyat, mevcut ekonomik koşullar ve asgari ücret düzeyi göz önüne alındığında, pek çok vatandaş için “müjde” olmaktan uzak görünüyor.
Bakan Uraloğlu, projenin amacının KKTC’ye seyahati kolaylaştırmak ve uçak bilet fiyatlarını makul seviyelerde tutmak olduğunu belirtti. Ancak, asgari ücretin 17 bin 2 TL olduğu bir dönemde, tek bir kişinin gidiş-dönüş biletinin 12 bin liraya sabitlenmesi, özellikle dar gelirli aileler için adeta bir lüks haline geliyor. Ortalama dört kişilik bir ailenin İstanbul’dan KKTC’ye gidip gelmesinin maliyeti, sadece uçak bileti için 48 bin liraya ulaşıyor. Bu rakam, asgari ücretin yaklaşık üç katına denk geliyor.
Vatandaş ne diyor?
Bakanın “müjde” açıklaması, sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutuldu. Birçok kullanıcı, asgari ücretin yeterince yaşam standartlarını karşılamadığı bir ortamda, bu fiyatın bir lüks olduğunu ve “müjde” kelimesinin bu bağlamda ironik durduğunu belirtti. Bir sosyal medya kullanıcısı, “Tavan fiyatın 6 bin lira olması, taban fiyatın da 6 bin lira olacağı anlamına gelir. Bu, halkın KKTC’ye seyahat etmesini kolaylaştırmak yerine, imkansızlaştırır.” yorumunu yaptı. Başka bir kullanıcı ise, “Müjdeyi ararken asgari ücreti unuttuk. KKTC’ye gitmek artık zenginlerin tatili haline geldi.” ifadelerini kullandı.
Sivil toplum kuruluşları da konuya duyarsız kalmadı. Tüketici dernekleri, bu tür uygulamaların tüketici haklarını korumaktan ziyade, belirli bir fiyat aralığını garanti altına aldığını ve fiyat rekabetini engellediğini savunuyor. Dernek yetkilileri, fiyatların düşürülmesi için daha köklü çözümlere ihtiyaç duyulduğunu, örneğin yeni havayolu şirketlerinin KKTC’ye sefer düzenlemesinin teşvik edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Ekonomik gerçeklik ve siyasi algı
Bakan Uraloğlu’nun bu duyurusu, bir yandan KKTC’ye olan bağı güçlendirme ve seyahati kolaylaştırma niyetini yansıtırken, diğer yandan da ekonomik gerçeklerle siyasi söylemler arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor. Asgari ücretli bir çalışanın bir aylık maaşının neredeyse üçte ikisini tek bir uçak bileti için ayırmak zorunda kalması, bu “müjdenin” somut bir karşılığı olmadığını gösteriyor.
Türkiye’de ve KKTC’de yaşayan vatandaşlar, daha uygun fiyatlı seyahat imkanları beklerken, bu tavan fiyat uygulaması beklentileri karşılamaktan çok, yeni bir hayal kırıklığına yol açtı. Özellikle KKTC’de eğitim gören öğrencilerin ve orada yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’deki aileleriyle buluşması için bu fiyatlar, ciddi bir mali yük oluşturuyor.
